Edinilmiş Mal Nedir?
T.M.K.nun 219.maddesinde “Edinilmiş Mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir” denilmektedir.
Bir eşin edinilmiş malları şunlardır:
- Çalışmasının karşılığı olan edinimler
- Sosyal Güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler
- Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar
- Kişisel Malların gelirleri
- Edinilmiş malların yerine geçen değerler.
Edinilmiş Mal Rejimi Yasal Mal rejimi olup, bu rejim 01.01.2002 tarihli 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile yürürlüğe girmiştir. 01.01.2002 tarihinden önce evlenmiş çiftler, başka bir rejimi seçmemişlerse, bu eşlerin mallarının tasfiyesinde iki ayrı mal rejimi uygulanır. Evlilik tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar olan eşlerin tabii olduğu mal rejimi, 01.01.2002 tarihinden itibaren ise Yasal Mal Rejimi olan, Edinilmiş Mallara katılma Rejimi geçerli olacaktır. Yasal mal rejimi iki halde, birincisi eşlerden birisinin ölümü ikincisi başka bir mal rejiminin kabulü halinde sona erer. Diğer bir sona erme hali ise Mahkeme tarafından verilen, evliliğin iptali veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesi veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hallerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. Eşlerin evliliklerinin sürdüğü sırada başka bir mal rejimi sözleşmesi yapmaları durumunda, yeni yapılan sözleşme tarihinde yasal mal rejimi yani edinilmiş mallara katılma rejimi sona erer.
Mal Ayrılığı Sözleşmesi
Eşlerin evlilikleri sırasında, kanunun gösterdiği sebeplerden birisinin gerçekleşmesi durumunda, mevcut mal rejimlerini ayırabilecekleri belirtilmiştir. Bu sebepler arasında diğer eşin borca batık veya ortaklıktaki payının haczedilmesi, ortaklığın menfaatlerini tehlikeye düşürmüş olması, diğer eşin ortak mallar üzerinde tasarrufta bulunmak istemesi halinde, diğer eşin, buna haklı bir neden olmaksızın, rıza göstermemesi gibi durumlarda, kanun, evlilerin mal ayrımına gidebileceklerini belirtmiştir. Kanun haklı bir sebebin varlığını şart koşmaktadır. Kanunda tek tek belirtilen haklı sebepler yoksa, mal ayrılığı sözleşmesi yapılamaz, yapılsa bile kesin hükümsüzdür. Mal ayrılığı sözleşmesi eşlerin aralarında anlaşarak yapacakları yeni bir mal ayrılığı sözleşmesi ile mümkündür.Yani eşler tek taraflı mal ayrılığı sözleşmesi yapamazlar.Bu sözleşme Noterde yapılır. Evli çiftlerden Sözleşmeye yanaşmayan taraf olursa ve kanunda sayılı haklı sebeplerden biri varsa, haklı olan taraf, bu hakkını, yerleşim yerinin bulunduğu Aile Mahkemesinde, dava yolu ile kullanabilecektir.
2002 den önce evlenmiş olan çiftler kanunun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden itibaren 1 yıl içinde başka bir mal rejimini seçmedikleri takdirde, bu tarihten geçerli olmak üzere, yasal mal rejimi yani edinilmiş mallara katılma rejimini seçmiş sayılırlar. Yani kanun, eşlere, 1 yıl içinde, sadece geçmişe etkili olmak üzere, edinilmiş mallara katılma rejimini kabul edebileceklerini, mal ortaklığı, mal ayrılığı veya paylaşmalı mal ayrılığı rejimlerinden birini, evlenme tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, seçemeyeceklerini belirtmiştir. Nişanlılık döneminde edinilen mallar ya da tarafların evli olmaksızın fiilen yaşadıkları dönemde edindikleri mallar, yasal mal rejimi içinde değerlendirilemez. Dolayısı ile, önceden fiilen yaşadıkları sırada, çiftlerden birinin almış olduğu ev üzerinde evlenip te boşanmak istemeleri durumunda diğer eşin katkı payı dahil, hiçbir alacak hakkı bulunmayacaktır. Ancak Payı olduğunu düşünen taraf, bu talebini, Sebepsiz Zenginleşme hükümlerine göre, Genel Mahkemelerde, dava açmak sureti ile talep edebilecektir.
Kişisel Mallar Nedir?
Kişisel mallar, evlilik öncesinde edinilen mallar ile yasal mal rejiminin sona erdiği tarihten sonraki malları kapsamaktadır. Buna göre yasal mal rejiminin başladığı tarihten önce edinilmiş olanlar ile, mal rejiminin sona ermesinden sonra edinilmiş olan malvarlıkları diğer unsurlara bakılmaksızın kişisel mal sayılır. Yasal mal Rejiminin sonu ise, eşlerden birinin ölümü halinde ölüm tarihi, eşler tarafından başka bir mal rejiminin kabulü halinde sözleşme tarihinde, mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hallerinde, bu davaların açılma tarihinde sona erer. Kişisel mallar arasında kadının veya erkeğin evlenmeden önce herhangi bir yolla (çalışarak, miras veya bağışlama vs.) edindikleri her tür malvarlıkları, işyeri, şirket payı, evlenirken getirdikleri çeyiz, nişanda takılan takılar vb. sayılabilir. Düğünde takılan takılar, karşılıksız elde edilen malvarlığı değeri olarak kabul edilip, kişisel mal olarak sayılmaktadır. Zira miras ve ölüme bağlı tasarruflar dışında, bir eşin, yasal mal rejimi devam ederken, karşılıksız elde ettiği her türlü mal varlığı “kişisel mal varlığı” sayılacaktır.
Kişisel malların gelirlerinin, edinilmiş mallar kapsamında değerlendirilmesi, doktrinde oldukça tartışmalıdır. Yani eşlerden birine aileden miras olarak kalan tarladan elde ettiği ürün değeri, miras kalan evin kira değerinin, kişisel mi yoksa edinilmiş mal olarak mı değerlendirileceği konusunda uzmanlar, bu tür kişisel mal değerlerinin, hukuki ya da doğal ürünler (semereler) olarak kabul edilmesi gerektiğini söylemektedirler. Buna göre bu gelirlerin elde edilmesi için net değerlerinin hesap edilmesinin ancak bunların elde edilmesi için harcanan giderlerin örneğin, kira geliri, stopaj vergisi,ekim ve hasat giderlerinin, eğer ticari taksi ise bunun bakım ve eskime payının, tasfiye sırasında düşülerek geri kalan kısmının, kişisel mal olarak sayılması gerektiği, görüşünü benimsemektedirler.